Alzheimer Hastalığı: Belirtileri ve Risk Faktörleri

Tüm dünyada en sık görülen demans (bunama) tipi olan Alzheimer hastalığı, beyin hücre ölümünün hızla ve erken gerçekleştiği bir nörodejeneratif hastalıktır. İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, bu hastalığın, genellikle yaşa bağlı olarak beyin hücrelerinin ölümüyle ilişkilendirildiğini, ancak Alzheimer'ın bu sürecin çok daha hızlı ilerlemesine sebep olduğunu belirtmiştir.

Prof. Dr. Topçuoğlu, Alzheimer hastalığında yaşanan belirtilerin arasında unutkanlık, plan yapma ve problem çözme yetilerinde zayıflama, tanıdık görevleri tamamlama zorluğu, zaman ve yer algısında karışıklık ile konuşma ve yazmada kelime bulma güçlüklerinin bulunduğunu ifade etmiştir. Bu tür belirtilerin göz ardı edilmemesi gerektiği konusunda da uyarıda bulunmuştur.

Alzheimer belirtilerinin yanı sıra, görsel algılama ve mekânsal ilişkiyi anlamada yaşanan zorluklar da hastalığa işaret eden önemli unsurlar arasındadır. Örneğin, bir kişi pencereden dışarı baktığında gördüğü bir nesneyi kendi eşyasıyla karıştırma ya da uzanıp onu almak için pencereden aşağı atlama gibi düşüncelere kapılabilir.

Prof. Dr. Özgür Bilgin Topçuoğlu, unutkanlığın her zaman Alzheimer habercisi olmadığını, ancak dikkat edilmesi gereken bir semptom olduğunu vurgulamaktadır. Unutkanlık, vitamin veya mineral eksiklikleri, beyin tümörleri gibi birçok farklı sağlık sorunuyla da ilişkili olabilir. Dolayısıyla, unutkanlık gibi belirtiler görüldüğünde doktora başvurmak önemlidir.

Alzheimer Risk Faktörleri

Sanılanın aksine, Alzheimer hastalığı sadece yaşa bağlı bir durum değildir. Aile öyküsü, kafa travması, önceki depresyon gibi faktörler hastalığın riskini artıran unsurlar arasında yer alır. Prof. Dr. Topçuoğlu, bu risk faktörlerini yaş, aile öyküsü, kafa travması, önceki depresyon öyküsü, kalp-damar hastalıkları, beyin-damar hastalıkları, düşük eğitim düzeyi ve ApoE4 taşıyıcılığı şeklinde sıralamaktadır.

Prof. Dr. Topçuoğlu, Alzheimer'ın kesin olarak önlenemeyeceğini, ancak yaşam tarzına bağlı unsurlar sayesinde hastalığın belirtilerinin erteleyebilmenin mümkün olduğunu belirtmektedir. Eğitimli ve sosyal hayata katılan bireylerde, Alzheimer semptomlarının daha geç ortaya çıktığı gözlemlenmektedir. Bu durum, bireylerin yaşam kalitesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir.

Eğitim ve sosyal etkileşim, bireylerin zihinsel yeteneklerini aktif tutarak Alzheimer gibi nörolojik hastalıklara karşı koruyucu bir etki sağlayabilir. Sonuç olarak, bireylerin bu tür hastalıkların belirtilerini dikkate alması ve gerekli önlemleri alması, sağlıklarını korumak açısından kritik öneme sahiptir.