Üsküdar Üniversitesi Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Program Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Tuğba Kaman, kayısı çekirdeğinin geleneksel tıp ve modern farmakolojideki önemini vurgulayarak, bu bitkinin sağlık açısından sunduğu faydalar ve riskler üzerinde durdu. "Semen Armeniacae" olarak da bilinen kayısı çekirdeği, Prunus armeniaca bitkisinin tohumudur ve içeriğindeki zengin yağ asitleri, fitokimyasallar ve uçucu bileşenlerle dikkat çekmektedir.
Antikanser ve antioksidan özellikleri var
Dr. Kaman, kayısı çekirdeklerinin sağlık üzerinde birçok olumlu etkisi olduğunu belirtti. Bu çekirdek, cilt bakımından iltihap giderici özellere kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir. Elde edilen soğuk pres yağı, etkin bileşenleri sayesinde antikanser, anti-enflamatuar ve antioksidan etkiler gösterir. Bilimsel çalışmalar, bu çekirdeklerin immunmodülatör ve hepatoprotektif özellikleri de olduğunu ortaya koymaktadır.
Zengin biyoaktif bileşik profiline sahip
Kayısı çekirdeğinin biyoaktif bileşikler açısından zengin olduğunu vurgulayan Dr. Kaman, sabit yağ oranının %27.7 ile %66.7 arasında değiştiğini, protein oranının %14 ile %45 arasında bulunduğunu belirtti. Ayrıca, oleik asit, linoleik asit gibi doymuş ve doymamış yağ asitleri ile E vitamini (tokoferol) açısından zengin bir yapıya sahiptir. Bununla birlikte, çekirdeğin ana toksik maddesi siyanojenik glikozit olan amigdalin (%2-5.5) olarak belirlenmiştir.
Acı ve tatlı kayısı çekirdekleri arasındaki farklar
Acı ve tatlı kayısı çekirdekleri arasındaki en belirgin farkın amigdalin içeriği olduğuna dikkati çeken Dr. Kaman, acı çekirdeklerin yüksek miktarda amigdalin içerdiğini ve farmakolojik etkilerinin daha belirgin olduğunu ifade etti. Tatlı çekirdek ise daha düşük amigdalin düzeyine sahiptir ve genellikle kozmetik ve gıda amaçlı kullanılmaktadır. Acı çekirdeklerin yüksek zehirlenme riski barındırdığı belirtilmektedir, bu nedenle dikkatli tüketilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Bağışıklık sistemi üzerinde etkileri
Kayısı çekirdeği ve yağının bağışıklık sistemi üzerindeki stimüle edici (immunostimülan) etkileri de dikkat çekmektedir. Dr. Kaman, içerdiği amigdalinin bağışıklık hücreleri üzerinde uyarıcı etki gösterdiğini ve kontrollü kullanıldığında anti-enflamatuar etkiler sağladığını bildirmiştir.
Hücre yaşlanmasını geciktiriyor
Bilimsel araştırmaların kayısı çekirdeği özütlerinin güçlü antioksidan özellikte olduğunu gösterdiğini belirten Dr. Kaman, polifenoller ve flavonoidlerin hücresel hasarı önlemeye yardımcı olduğunu ifade etti. Özellikle yüksek E vitamini içeriği sayesinde oksidatif stresi azaltarak hücre yaşlanmasını geciktirdiği ve genel sağlığı desteklediği ortaya konmuştur.
Sedef hastalığı ve egzama üzerinde olumlu etkiler
Dr. Kaman, kayısı çekirdeğinin cilde topikal olarak uygulandığında nemlendirici ve yumuşatıcı bir bileşen görevi gördüğünü belirtti. Linoleik ve oleik asit gibi değerli yağ asitleri sayesinde ciltte anti-enflamatuar etkilere sahip olduğu, akne, sedef hastalığı ve egzama gibi dermatolojik durumlarda faydalar sağladığı ifade edilmiştir.
Koroner kalp hastalıklarının önlenmesine katkı
Kayısı çekirdeğinin diyetin önemli bir kaynağı olduğunu ve kolesterol üzerinde olumlu etkileri olduğunu belirten Dr. Kaman, içerdiği fitosteroller ve fenolik bileşiklerin koroner kalp hastalıklarının önlenmesine yardımcı olduğunu, LDL ve toplam kolesterolü düşürürken HDL kolesterolü artırdığını vurguladı.
Aşırı tüketimin tehlikeleri
Kayısı çekirdeğinde bulunan amigdalin, belirli bir enzime maruz kaldığında hidrojen siyanüre dönüşmektedir. Dr. Kaman, çiğ ve yüksek miktarda acı kayısı çekirdeği tüketiminin maddenin toksik etkileri nedeniyle mide bulantısı, baş dönmesi, kas ve eklem ağrıları, bilinç kaybı gibi ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtti. Özellikle acı çekirdeklerin fazla miktarda tüketilmesinin ölümcül olabileceği konusunda uyardı.
Güvenli tüketim limitlerine dikkat edin
Dr. Kaman, Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'nin belirlediği güvenli tüketim limitlerini de paylaşarak sözlerini tamamladı. Günlük olarak, yetişkinlerin en fazla üç küçük kayısı çekirdeği ya da bir büyük çekirdeğin yarısından azını tüketmesinin güvenli olduğunu ifade etti. Çocuklar için bu miktar daha az, yani bir küçük çekirdeğin yarısı kadardır. Hamile kadınlar, emziren anneler ve küçük çocuklar için ise kayısı çekirdeği kullanımı kesinlikle önerilmemektedir.