Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, Çekmece Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi’nde hayvanlarla kurulan duygusal bağın, her yaş grubundaki bireylerin ruh sağlığı üzerindeki etkilerini ve hayvan destekli terapilerin psikolojik rahatsızlıklardaki rolünü ele aldı. Aydın, bilimsel araştırmaların hayvanlarla vakit geçirmenin stres hormonlarını azalttığını ve mutluluk hormonlarını artırdığını belirtti. Örneğin, bir kediyi okşamak, kalp atış hızını dengeleyerek kişiye sakinlik sağlayabilir. Ayrıca hayvanlarla etkileşim, yalnızlık duygusunu azaltarak depresyon belirtilerini hafifletebilir.
Aydın, hayvanların insan ilişkilerindeki güven sorununu aşmakta önemli bir rol oynadığını ifade etti. Özellikle terapi köpekleri ve kediler, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaşayan bireylerin güven duygusunu yeniden inşa etmeye yardımcı olmaktadır. Bu hayvanlar, koşulsuz sevgi ve güven sunarak, travmatik deneyim yaşamış bireylerin insan ilişkilerinde yaşadıkları zorlukları kolaylaştırabilir. Aydın, hayvanların yargılamadan ve beklentisiz bir şekilde bireylerle etkileşim kurması sayesinde, insanların yeniden güven hissini deneyimlemelerine olanak tanıdığını belirtti.
Hayvanlarla iletişimin, duygusal durumların anlaşılmasında önemli bir katkı sağladığını vurgulayan Aydın, stresli veya üzgün bireylerin evcil hayvanlarıyla vakit geçirmelerinin, onlara koşulsuz sevgi sunan bir dostla birlikte olmanın huzurunu sağladığını ifade etti. Bu durum, özellikle öfke kontrolü veya kaygı bozukluğu yaşayan bireylerde, duygusal tepkileri yönetmelerinde yardımcı olmaktadır.
Aydın, çocuklar ve ergenler üzerindeki araştırmaların, hayvanlarla vakit geçiren bireylerin empati becerilerinin geliştiğini ve stres karşısında daha sağduyulu tepkiler verdiklerini ortaya koyduğunu belirtti. Bir çocuk, hayvanın duygularını anlamaya ve ihtiyaçlarını gözetmeye başlar. Bu durum, insanların empati yeteneklerini geliştirirken, çocuklara da sorumluluk, empati ve sosyal beceriler kazandırmaktadır.
Evcil hayvanlarla büyüyen çocukların, başkalarının duygularını anlama yeteneklerinin daha başarılı olabileceğine dikkat çeken Aydın, çocuğun evcil hayvanına düzenli olarak bakmanın ve ona sevgi göstermenin, çocuklara sorumluluk duygusu kazandırdığını ifade etti. Hayvanlarla oynayan çocukların sosyal ilişkilerinde daha girişken ve uyumlu oldukları da araştırmalarla desteklenmektedir.
Uzman Aydın, yaşlı bireylerin evcil hayvanlarının hem fiziksel hem de duygusal destek sağladığına dikkat çekti. Örneğin, Alzheimer hastası bireyler için terapi hayvanları ile yapılan çalışmaların, anksiyeteyi azalttığı ve bilişsel işlevleri desteklediği gözlemlenmiştir. Evcil hayvanların, yaşlı bireylerin günlük rutinlerini korumalarına ve sosyal etkileşimlerini artırmalarına yardımcı olduğu belirtilmiştir.
Aydın, hayvan destekli terapilerin sıkça kullanıldığı psikiyatrik rahatsızlıklara da değinerek, bu terapilerin depresyon, kaygı bozuklukları, otizm spektrum bozukluğu ve TSSB gibi rahatsızlıklarda etkili olduğunu vurgulamıştır. Örneğin, savaş travması geçirmiş bir gazinin terapi köpeği ile geçirdiği süreç sonunda panik ataklarının azaldığı ve sosyal hayata daha kolay adapte olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, ağır depresyon tanısı almış bir bireyin at destekli terapiye başladıktan sonra günlük rutinlerine daha kolay dönebildiği ve kendisini daha güvende hissettiği gözlemlenmiştir.
Hayvanların, bireylere sunduğu duygusal bağların iyileşme sürecine katkı sağladığı sonucuna varılmıştır.