Harvey Law Group Türkiye Ülke Müdürü Çiðdem Sarýoðlu Ergut, yatırım yoluyla vatandaşlık programlarının son zamanlarda yalnızca mobilite değil, aynı zamanda eğitim, güvenlik ve sürdürülebilir gelecek planlaması açısından da önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. Bu bağlamda, yatırım yoluyla vatandaşlığın özellikle büyük bir talep görmesinin sebeplerini açıklıyor.

Yatırım Yoluyla Vatandaşlık Talebinin Nedenleri

Pandemi sonrası dönem, bireylerin bulundukları ülkeye bağlı kalmanın risklerini anlamalarını sağladı. Eğitim, sağlık, yaşam kalitesi ve kişisel güvenlik gibi temel kriterler, insanlar için daha öncelikli hale geldi. Artık bireyler yalnızca kendi geleceklerini değil, aynı zamanda çocuklarının geleceğini de planlamakta. Bu noktada, ikinci bir vatandaşlık sadece pasaport kazanımından ibaret olmamakta; daha özgür, güvenli ve sürdürülebilir bir yaşam imkanı sunmakta.

Türk Vatandaşlarının Tercihleri

Türk vatandaşları, yatırım yoluyla vatandaşlık alırken en çok Karayipler, Portekiz, İtalya ve Fransa gibi ülkeleri tercih ediyor. Karayipler, ekonomik erişilebilirlik açısından cazip konumunu korurken, Avrupa ülkeleri Schengen alanı sayesinde serbest dolaşım hakkı sunmaları nedeniyle tercih edilmektedir. Kanada ve Singapur ise eğitim ve teknolojiye yatırım yapan aileler için çekici bir seçenek haline geldi. Danışanlar arasında Avrupa'ya iş taşımak isteyen girişimciler ile çocuklarına dünya çapında eğitim sağlamak isteyen ebeveynler gibi farklı profil örnekleri yer alıyor.

İkinci Vatandaşlığın Stratejik Önemi

Son yıllarda Türk pasaportuyla vizesiz seyahat hakkı gelişim göstermiş olsa da, ikinci vatandaşlık hâlâ stratejik bir adım olarak kabul ediliyor. Şu anda Türk pasaportuyla toplamda 126 ülkeye vizesiz ya da kapıda vize ile giriş mümkün. Ancak, hâlâ ABD, Kanada, İngiltere ve Schengen ülkelerine vize almak gerekmekte. Bu ülkeler, iş, eğitim, sağlık ve yaşam kalitesi açısından en çok talep gören destinasyonlar olduğundan, uluslararası hareketlilik arayan yatırımcılar için ikinci vatandaşlık önemli bir seçenek haline gelmektedir.

Aileye Yönelik Avantajlar

Yatırım yoluyla vatandaşlık, yalnızca bireyleri değil, aileleri de kapsayan çok boyutlu avantajlar sunmaktadır. Çocukların dünya çapındaki okullara ve üniversitelere erişimi kolaylaşırken, ebeveynler için kaliteli sağlık hizmetleri ve yaşlı bireyler için huzurlu ve güvenli bir yaşam altyapısı sağlanıyor. Ayrıca, birçok programda eş ve çocukların yanı sıra ebeveynlerin de başvuruya dahil edilebilmesi önemli bir avantaj olarak öne çıkıyor.

Başvuru Süreci ve Diğer Koşullar

Yatırım yoluyla vatandaşlık süreci, programdan programa değişmekle beraber, Karayip ülkelerinde genellikle 4-6 ay arasında tamamlanırken, Avrupa programlarında bu süre 6 aydan 1 yıla kadar uzayabiliyor. Yatırım şekli (gayrimenkul, bağış, fon vb.) ve miktarı da ülkelere göre farklılık göstermekte. Bazı ülkelerde fiziksel ikamet şartı aranmazken, bazıları minimum kalış süresi talep ediyor. HLG olarak, başvuru sahibinin yaşam tarzı ve hedeflerine göre en uygun yapıyı belirleyip, süreci A'dan Z'ye yönetiyoruz.