İstanbul Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Klinik Psikologu Zeynep Betül Alp, besinler ve içeceklerin zihinsel performans üzerindeki etkileri hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Bilişsel performansın çok boyutlu bir süreç olduğuna vurgu yapan Alp, beslenmenin bu sürecin yalnızca bir parçası olduğunu ifade etti.
Alp, beslenme ve içecek tercihlerinin bilişsel işlevleri tek başına belirleyen unsurlar olmadığını belirterek, "Beynin çalışmasında genel fizyolojik zemini etkilerler. Kan şekeri dengesi, su alımı ve bedenin uyarılma düzeyi; dikkat ve zihinsel sürdürülebilirlik üzerinde dolaylı bir rol oynar," dedi. Bu etkilerin genellikle kısa süreli olduğunu ve kişiden kişiye değişiklik gösterdiğini aktaran Alp, "Sağlıklı bireylerde, tek bir içeceğin hafıza ya da üst düzey bilişsel işlevleri kalıcı bir şekilde güçlendirmesini beklemeyiz. Bilişsel performans çok boyutlu bir süreçtir ve beslenme bu sürecin yalnızca bir parçasıdır," şeklinde konuştu.
Alp, “Zihni keskinleştirme” ifadesinin bilimsel bir kavramdan ziyade günlük bir betimleme olduğunu kaydetti. "Nörobilimsel açıdan, bu tür içeceklerin oluşturduğu etki çoğunlukla dikkat sistemlerinde geçici bir uyanıklık artışıyla sınırlıdır. Bu durum, bilişsel kapasitenin artmasından çok, mevcut zihinsel durumun daha belirgin hissedilmesiyle ilişkilidir," dedi. Kişinin kendini daha "açık" hissetmesinin her zaman belirgin bir performans artışı anlamına gelmediğini vurgulayan Alp, bu tür ifadelerin bilimsel dikkatle ele alınması gerektiğini belirtti.
Pancar suyunun zihinsel performans üzerindeki etkileri de gündeme geldi. Alp, pancar suyu ile zihinsel performans arasındaki ilişkinin doğrudan bilişsel süreçlerden ziyade fizyolojik mekanizmalar üzerinden ele alınması gerektiğini ifade etti. Pancar suyunun içeriğindeki bileşenlerin damar genişlemesini desteklemesi sonucunda beyin kan akışında dolaylı bir etki yaratabileceğini aktaran Alp, bu etkinin daha çok genel uyanıklık ve bedensel enerji ile ilişkili olduğunu dile getirdi. Bunun sonucunda pancar suyunun bilişsel etkilerinin sınırlı olduğunu vurguladı.
Alp, pancar suyu sonrasında bildirilen "zihinsel açılma" hissinin çoğunlukla öznel bir deneyimi yansıttığını ifade etti. Uyanıklık artışı, bedensel farkındalık ve beklentinin bu algının oluşmasında etkili olabileceğini belirten Alp, gerçek bilişsel değişimlerin standart testler ve nesnel ölçümlerle değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Kişinin kendini daha iyi hissetmesinin bilişsel işlevlerin gerçekte güçlendiği anlamına gelmeyebileceğine dikkat çekti.
Gerçek bilişsel gelişimin öğrenme, tekrar ve nöroplastisite süreçlerini içerdiğini söyleyen Alp, kısa süreli dikkat artışının beynin uyarılma düzeyindeki geçici bir artışla ilgili olduğunu belirterek, "Bu durum genellikle anlık performansı etkiler ve kalıcı değildir. Gerçek bilişsel gelişim ise öğrenme, tekrar ve nöroplastisite süreçlerini gerektirir," dedi.
Alp, zihinsel berraklığı destekleyen temel unsurların düzenli uyku, stresin yönetilmesi ve dikkat yükünün dengelenmesi olduğunu vurguladı. "Uyku sürekliliği, özellikle bellek ve yaratıcı işlevler için belirleyicidir," dedi. Gün içindeki zihinsel molaların verilmesi ve dikkat bölünmelerinin azaltılmasının bilişsel verimi artırdığını da aktaran Alp, fiziksel hareket ve günlük rutinlerin beynin düzenleyici sistemlerine katkı sağladığını ifade etti.
Alp’ın belirttiğine göre, zihinsel berraklık arayışında bireyin kendi zihinsel ritmini tanıması önerilirken, kısa vadeli çözümlemeler yerine zihinsel yükün nasıl dağıtıldığını fark etmenin daha sürdürülebilir sonuçlar sağlayacağı açıklandı. Bilişsel verimlilik çoğu zaman dışsal bir destekten ziyade içsel düzenlemelerle ilişkilidir. Alınan bu farkındalık, uzun vadede zihinsel performansı daha sağlıklı bir biçimde destekler.












