GÜNDEM

Ailede İyilik: Modern Çağın Zorluklarına Yanıt

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 13 Kasım Dünya İyilik Günü vesilesiyle modern çağın medeniyet krizi ve aile kurumu üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Tarhan, günümüz Batı dünyasında ailenin dağılma eşiğine geldiğini, çocuk ruh sağlığı sorunlarının artışını ve evlilik karşıtı akımların yükselişini derin bir medeniyet krizinin göstergeleri olarak nitelendirdi. Aile ile ilgili kadim değerlerin modern yaşam felsefesindeki köklü değişimlerle hızla yıprandığını belirtti. Bu durumun küresel psikolojik savaşlarla daha da derinleştiğini vurguladı.

Modern yaşamın beraberinde getirdiği anlam kaymaları ve hızlı yaşam tarzı, aile üyelerinin dış etkilere karşı kendilerini koruma çabasını artırdığını ifade eden Tarhan, kültürel psikolojik savaşın bir sonucu olarak ailelerin içsel mücadelenin kurbanı haline geldiğini söyledi. Ayrıca popüler kültürün ve rol modellerin bireylerin en mahrem alanlarına kadar sızdığını belirtti. Bu durumun uyuşturucu kullanımı, şiddet olayları, boşanmalar ve intiharlar gibi sorunların yaygınlaşmasına yol açtığını anlattı.

İyilik kavramının yeniden tanımlanması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Tarhan, Batı değerlerinin toplumsal ahlakı yozlaştırdığını, empati yoksunluğu ve narsisistik değer yargılarını yaygınlaştırdığını ifade etti.

Tarhan, iyiliğin sadece manevi bir erdem değil, aynı zamanda insan doğasında var olan biyolojik bir potansiyel olduğunu vurguladı. İyilik yapmanın, sadece yardıma muhtaç olan kişiye değil, yardımı yapan kişinin psikolojisine de olumlu etki yaptığını belirtti. İyilik yapmanın bir çiçek vermek, tebessüm etmek gibi basit davranışları da kapsadığını ifade etti.

Prof. Dr. Tarhan, beynin çalışma mekanizmalarının ahlak ve duygularla bağlantılı olduğunu anlattı. Özellikle ön beyin (frontal korteks) gelişiminin dikkat, empati kurma ve mantıklı davranma gibi önemli fonksiyonlarda rol oynadığını kaydetti. Duygusal zekânın (EQ), evlilik ve hayat başarısındaki etkisinin mantıksal zekâdan (IQ) daha fazla önem kazandığına dikkat çekti. Mantıksal zekânın akademik başarıyı artırırken, duygusal zekânın sosyal ilişkileri olumlu yönde geliştirdiğini vurguladı.

İyilik ve kötülüğün tohumlarının 0-6 yaş döneminde atıldığını belirten Tarhan, bu dönemde çocukların çevreleri tarafından ödüllendirilen davranışları doğru, cezalandırılanları ise yanlış olarak algıladıklarını ifade etti.

Tarhan, ailedeki iyiliğin temel direklerinin sevgi, saygı, sadakat ve sabır olduğunu, aynı zamanda empatik ve adil iletişimin de önemine dikkat çekti. Aile içinde empatinin eksik olduğu bir ortamda sorunların kolayca çözülemeyeceğini belirtti. İyilik kavramının yalnızca maddi yardımla sınırlı olmadığını, aynı zamanda sevgi ve hoşgörü ile de ilgili olduğunu vurguladı.

Ailenin, modern dünyanın getirdiği tehditler karşısında yeniden tanımlanması ve güçlendirilmesi gerektiğini belirten Tarhan, aile içinde iyiliğin aktif bir süreç olduğunu, sürekli yatırım, öğrenme ve bilinçli çabanın gerektiğini söyledi. Bu iyilik hali, bireylerin mutluluğunu sağlarken sağlıklı, huzurlu ve umutlu bir geleceğin temelini oluşturduğunu vurguladı. Prof. Dr. Tarhan, "Ailede iyilik, pasif değil, dinamik bir denge gerektiren aktif bir süreçtir" şeklinde sözlerini tamamladı.