Türkiye’nin en köklü gençlik festivallerinden biri olan 39. Genç Günler, “gelecek peki nasıl?” mottosuyla düzenlendi. Etkinliğin önemli anlarından biri, Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde Hayko Cepkin ile gerçekleştirilen söyleşiydi. Moderatörlüğünü oyuncu Aslı Şahin’in üstlendiği bu söyleşide, Hayko Cepkin, müzikal yolculuğuna dair önemli bilgiler paylaştı.

Hayko Cepkin, Yozgatlı bir aile evladı olarak 1978 yılında dünyaya geldiğini belirtti. Müzik aile içinde köklü bir geçmişe sahiptir; dedesi akordionist, babası davulcu ve büyük halası ud icracısıdır. Evde müzik eğitimiyle büyüyen Cepkin, klasik batı müziği ve opera gibi çeşitli alanlarda kendisini geliştirmiş, müziğinin Barok ve Gotik kökenleri olduğunu ifade etti. 1997 yılında müzik sektörüne adım atan Cepkin, o dönemdeki gruplarda aranan bir klavyeci haline geldi.

Söyleşinin bir kısmında, her albümde imaj değiştirme sürecine dair sorulan bir soruya Cepkin, müziğin kendi üretimi olmasının önemli bir lüks olduğunu vurgulayarak, bir şarkıyı çıkarmadan önce yaptığı revizyon sayısının 7’ye kadar çıktığını ifade etti. 23 Mayıs’ta 20. yılı dolayısıyla çıkaracakları özel albümde canlı konser kayıtları sunacaklarını belirtti.

Moderatör Aslı Şahin'in, “Neden Jekyll ile Hyde?” sorusu üzerine Cepkin, bu karakterlerin iyi ve kötü arasındaki dengeyi yansıttığını, ekibin 17 kişilik bir grup olarak çalıştığını ve oyunun sahnelenmesinin çok başarılı olduğunu dile getirdi. Ayrıca, Jekyll ve Hyde karakterlerinin sahnede oldukça ilgi çekici bir şekilde canlandırıldığını söyledi.

Gelecek planları hakkında konuşan Cepkin, 2023 yılı içerisinde Kasım ayına kadar sürecek olan bir turnesinin olduğunu, bunun sadece oyunun değil kendi müziğinin de turnesi olacağını belirtti. 200 kişilik bir senfoni ile Anadolu’ya gideceklerini ve bu etkinliğin çok keyifli geçeceğini duyurdu. 2018 yılında ilk senfonisini yaptığını belirtti.

Söyleşinin sonunda bir seyircinin “Şarkılarında kullandığın bir metafor veya simge var mı?” sorusuna Cepkin, kendi evreni ile ilgili problem yaşadığını ve genellikle aşk üzerine olan şarkılardan uzak durduğunu ifade etti. İlk albümündeki “Boşluk” parçası ile kendini bulmaya çalıştığını ve “Fırtına” parçasında ulvi bir bakış açısının olduğunu belirtti. Daha çok hayal dünyasından ve gözlemlerinden yola çıktığını dile getirdi.

Söyleşinin ardından Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever de içindeki düşünceleri paylaştı. Hayatın çok yoğun geçtiğini ve bazı şeylerin kaçırıldığını belirterek, 2048 yılında bazı mesleklerin yok olacağı ve insanların beyinlerini daha az kullanmaya başladığını vurguladı. Yapay zeka konusunun gündemde olduğu bu dönemde, insanların elle tutulur becerilerini kaybetmemesi gerektiğinin altını çizdi.