BİLİM VE TEKNOLOJİ

Siber Saldırılara Karşı Türkiye'de Güçlü Önlemler

Siber saldırıların küresel ekonomiye faturası her geçen yıl artmaya devam ediyor

Siber saldırıların küresel ekonomiye olan etkileri hızla artmaya devam ediyor. 2023 yılında 8 trilyon dolara ulaşan siber saldırıların maliyetinin, 2024 yılında 9 trilyon dolara çıkması beklenirken, 2025'te bu rakamın 10 trilyon doları aşacağı öngörülüyor. IBM’in "Veri İhlallerinin Maliyeti" raporuna göre, ortalama bir siber saldırı, 4,46 milyon dolarlık bir kayba yol açıyor. Özellikle ABD, yıllık ortalama 9,488 milyon dolarlık bir veri ihlali kaybıyla dikkat çekerken, onu yıla 8,07 milyon dolarla Orta Doğu takip ediyor. Bu bağlamda, Türkiye'nin dikkat çekici bir konumda olduğu; bölgesinde en fazla siber saldırıya uğrayan ülke olduğu belirtiliyor.

Dijital Egemenlik Meselesi

Türkiye, dijital alandaki güçlü yapısını Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi (USOM) ve Siber Olaylara Müdahale Merkezi (SOME) aracılığıyla pekiştiriyor. Ülke, yeni yürürlüğe giren Siber Güvenlik Kanunu ile önemli bir adım atmış durumda. Mart ayında yürürlüğe giren bu yasa, veri güvenliği, regülasyon uyumluluğu ve siber tehditlere karşı alınması gereken önlemlerin artık bir seçenek değil, zorunluluk haline geldiğini vurguluyor. Bunun yanı sıra, Siber Güvenlik Kurulu’nun kurulması ve bulut bilişim hizmet sağlayıcılarından kamu kurumları, finans, sağlık, savunma sanayi, enerji, telekomünikasyon gibi kritik sektörlerin siber güvenlik yükümlülüklerine tabi olması yasayla sağlanmış oldu. Böylece, siber güvenliğin sağlanması yönündeki çalışmalarda yerli ve milli ürünlerin tercih edilmesi yönünde de bir politika benimsenmiş olunuyor.

Siber Güvenlikte Güçlü Altyapı

DT Cloud CEO'su Tolga Dinçer, Siber Güvenlik Kanunu'nun Türkiye'nin dijital egemenliğini artırdığını belirtiyor. Yasanın siber güvenlik önlemlerini zorunlu hale getirerek veri egemenliği ve kritik altyapıların korunması konularında net düzenlemeler getirdiğinin altını çiziyor. Dinçer, "Siber güvenlik artık yalnızca bir bilişim teknolojileri meselesi değil, ulusal egemenlik ve stratejik bağımsızlık meselesi haline gelmiştir" diyor. Bu yasanın kritik altyapıların korunması noktasında kamu ve özel sektöre çeşitli sorumluluklar yüklediğini vurgulayan Dinçer, DT Cloud olarak bu yasal çerçevenin gerekliliklerini uygun bütçelerle yerine getirmeye çalıştıklarını ve verilerin Türkiye’de kalmasını sağlamayı amaçlayan Bulut Vatan stratejilerinin hayata geçirildiğini belirtiyor.

Dinçer'in ifadelerine göre, yerli AR-GE ile geliştirilen bulut altyapıları, savunma, enerji, telekom, finans ve kamu sektörlerine yüzde 100 mevzuat uyumlu, güvenli ve sürdürülebilir çözümler sunmaktadır. BTK onaylı altyapıları, KVKK ve GDPR ile tam uyumlu hizmetler sunmakta ve TCMB tarafından yetkilendirilmiş özel bulut hizmetleri aracılığıyla kurumların dijital güvenliğini en üst seviyeye çıkarmayı hedefliyorlar.

Veri Kaybına Geçit Yok

DT Cloud, gerçek zamanlı tehdit izleme ve AI destekli güvenlik çözümleri ile 7/24 siber güvenlik operasyon merkezi (SOC) hizmetleri sunarak anlık müdahale ve Felaket Kurtarma (Disaster Recovery) hizmetleri ile veri kaybına karşı gerekli tedbirleri alıyor. Siber Olaylara Müdahale Ekipleri (SOME) ile işbirliği yaparak beklenmedik saldırılara karşı önlemler alıyor. Ayrıca, savunma sanayii için özel air-gapped (kapalı) bulut çözümleri sunarak verilerin Türkiye sınırları içinde en yüksek güvenlik standartlarıyla korunmasını sağlamaktadır.