Konuþmanın günlük hayattaki yeri ve önemi tartışılmaz olsa da, bu eylemin gerçekleşmesini sağlayan ses tellerinin sağlığı genellikle göz ardı edilmektedir. Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi KBB Uzmanı Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, ses oluşumunun ana sorumlusunun ses telleri olduğunu vurgularak, nodül, polip, felç, ödem, kanser öncesi lezyonlar ve kanser gibi sağlık sorunlarının gelişebileceğini belirtmektedir. Erkul, “Bu rahatsızlıkların bir kısmı, cerrahi müdahale gerektirmeden ses hijyeni ve terapisi ile tedavi edilebilir. Ses hijyeni, bol su içmek veya bağırmaktan kaçınmak gibi günlük hayatta dikkat edilmesi gereken alışkanlıklardır. Ses terapisi ise mevcut bir sağlık sorununun tedavisine yönelik uygulanan egzersiz ve tekniklerdir” açıklamalarında bulunmuştur.
Ses terapisinin, cerrahi dışı tedavi yöntemlerinden biri olduğunu ifade eden Erkul, bu yöntemin ses ve konuşma patologları tarafından gerçekleştirildiğini dile getirmiştir. “Bu yöntemde belirli sayıda seansla ses hijyeni hakkında bilgilendirme yapılır ve çeşitli egzersizler öğretilir. Hasta bu egzersizleri hem terapist eşliğinde hem de evde uygulayarak sesini doğru kullanmayı öğrenir. Sesini yoğun kullanan meslek gruplarında; öğretmenler, müezzinler, imamlardan avukatlara kadar, ses hijyenine özellikle dikkat edilmelidir. Ayrıca, herhangi bir şikâyet durumunda gecikmeden KBB hekimine başvurulmalıdır” şeklinde eklemiştir.
Sesin yanlış kullanımı cerrahi ile sonuçlanabiliyor
Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, polip gibi iyi huylu lezyonların genellikle genel anestezi altında cerrahi olarak çıkarıldığını ifade etmektedir. Ses teli felçlerinin tek ya da çift taraflı olabileceğini belirten Erkul, neden araştırıldıktan sonra takip sürecine göre terapiler ve cerrahi yöntemlerle tedavi edilebileceğini belirtmektedir. "Ses teli sulkusu gibi sesin yanlış kullanımına bağlı gelişen lezyonlar da yine ses terapisiyle ya da küçük cerrahi müdahalelerle giderilebilir” diyerek ses sağlığının önemine vurgu yapmıştır. Granülomların, uzun süreli mide koruyucu tedavi, botoks uygulamaları veya gerektiğinde cerrahi müdahaleyle ortadan kaldırılabileceğini de sözlerine eklemiştir.
Geçmeyen ses kısıklığı gırtlak kanseri habercisi olabilir
Özellikle sigara ve alkol tüketen bireylerin ses tellerinde kanser öncesi lezyon ya da doğrudan kanser gelişme riskinin daha yüksek olduğunu belirten Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Baş ve boyun bölgesinde en sık rastlanan türlerden biri olan gırtlak kanserinin en önemli belirtileri; ses kısıklığı, ses bozukluğu, nefes darlığı ve yutma güçlüğüdür. Bu şikayetler uzun süre devam ederse, özellikle sigara ve alkol kullanımı durumunda mutlaka bir KBB uzmanına başvurulmalıdır. Tüm kanser çeşitlerinde olduğu gibi, gırtlak kanserinde de erken tanının çok önemli olduğu unutulmamalıdır” ifadelerini kullanmıştır. Ayrıca, sigara bırakılmalı ve alkol tüketimi sınırlandırılmalıdır.
KBB Uzmanı Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, ses tellerini korumak için dikkat edilmesi gereken hijyen kurallarını da şu şekilde sıralamıştır:
- Sesi yüksek tonda ve uzun süreli kullanmaktan kaçının. Ses telleri aşırı kullanımda tahriş olabilir ve ses kısıklığı gelişebilir.
- Kuru boğaz daha kolay tahriş olacağı için bol su için, boğazınızı nemli tutun.
- Uzun süreli konuşmalarda kısa aralar vererek ses tellerinizi dinlendirin.
- Sigara içmek ve alkol tüketimi, ses tellerini kurutup tahriş edebilir, bu nedenle bunlardan kaçının.
- Reflü gibi mide problemleriniz varsa mutlaka tedavi ettirin. Reflü dolayısıyla yukarı çıkan mide asidi, ses tellerinde ödem oluşumuna yol açabilir.
- Bağırmak gibi fısıltıyla konuşmak ses tellerine zarar verebilir, bunlardan kaçının.
- Sürekli boğaz temizleme alışkanlığından uzak durun.
- Ağızdan alına nefes, boğazı kurutacağı için genellikle burundan nefes almaya çalışın.
- İçinde bulunduğunuz ortamın havasını nemli tutun. Kuru hava, ses tellerini kurutarak tahrişe sebep olabilir.
- Sesinizi yoğun kullanıyorsanız düzenli ses terapisi alın. Profesyonel destek, sesin doğru kullanımını sağlar ve sağlık problemlerini önler.
- Geçmeyen ses kısıklığı şikâyetiniz varsa kanserde erken tanı şansını atlamamak için bir KBB uzmanına başvurmaktan kaçınmayın.