Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazife Güngör, arabesk müziğin önemli ismi Ferdi Tayfur'un kültürel etkisini değerlendirdi.
Güngör, Tayfur’un halk tarafından neden bu kadar sahiplenildiğini inceleyerek, "Çünkü O hep onlarla kalmayı başardı. Ne yaşam tarzını ne de müzik formunu hiç değiştirmedi," dedi. Ferdi Tayfur'un ölümünün ardından arabeskin sosyal bir olgu olduğunu ifade eden Güngör, "Arabesk, kitle kültürü ya da popüler kültürel bir türdür. Müzik sanatının incelikleri yerine sanatçının kim olduğu, nereden geldiği ve ne söylediği daha önemlidir," şeklinde konuştu.
Ferdi Tayfur’un halkın sesi olmasının nedenleri
Prof. Dr. Güngör, 1993 yılında kaleme aldığı "Arabesk" kitabında Tayfur’un 1970’ler arabesk müziğine damgasını vurduğunu belirtod. Tayfur’un melankolik şarkı sözleri ve hüzün dolu nağmeleri ile halkın gönlünde taht kurduğunu vurguladı. "Halk kendinden bilirse daha çok sahiplenir," diyen Güngör, Tayfur’un yaşam tarzının ve mücadelesinin halkla empati kurmasını sağladığını ifade etti. Tayfur, 1960’lar ve 70’ler toplumsal değişim sürecinin müzikteki yansımasıydı; kentte kabul göremeyen yeni kentlinin sesiydi.
1970'lerdeki toplumsal ortam ve arabesk
Güngör, 1970'ler Türkiye'sinin kırsaldan kente göç sürecindekiler açısından önemli krizler yaşadığını dile getirerek, "İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerin çevresini gecekondular sarmıştı. İnsanlar, yetersiz altyapı ve olanaklarla yaşama tutunmaya çalışıyordu," dedi. Arabesk müziğin, bu arada kalmışlık ve yerinden edilme duygusunu yansıttığını belirtti. Tayfur'un eserlerinin umut verdiğini ve kitlelerin duygusal dünyasını etkilediğini vurguladı.
Arabesk ve toplumsal etki
Güngör, arabeskin bir müzik türü olmanın ötesinde kitlelerin kendilerini ifade ettikleri bir mecra haline geldiğini belirtti. Ferdi Tayfur’un değişmeyen tarzı, kitlelerin onunla güçlü bir bağ kurmasını sağladı. "Kitleler değişim istemezler. Uyum sağlamak zor çünkü kendilerine benzeyene koştukları için," dedi.
Sonuç olarak, arabesk müziğin evrimi
Prof. Dr. Nazife Güngör, arabesk sanatının Türkiye'de kendine özgü bir tarz bulduğuna, bu süreçte yasaklamalar ve kısıtlamalarla mücadele edildiğine dikkat çekti. Ferdi Tayfur'un, arabeskin gelişimine büyük katkı sağladığını belirterek, "Son yolculuğuna gözyaşları ve şarkılarla uğurlandı," şeklinde sözlerini tamamladı.